Nurtap Hanım'ın Anabala Pasajındaki dükkanındaydım, çizgi romanlarla, dergilerle dolu bu mekanda kendimi hiç olmadığı kadar rahat hissediyorum. Bunda çizgi romanların büyülü çizgilerinden çok Nurtap Hanım'ın etkisi daha çok tabii. Kendisi o dükkanda dura dura bir çizgi roman karakterine dönüşmüş, Corto Maltese'in bir macerasında ona benzeyen biri vardı sanki, şimdi saçlarını da kestirmiş daha güzel olmuş. Çıkarken Doğan Kardeş dergilerine bir göz attım, ama Jules Verne'in 3 kitaplık Mathias Sandorf romanını (çeviri: Ferid Namık Hansoy, İnkılap Kitabevi) aldım fakat aklıma YKY düştüğü için oradan çıkınca YKY'nin Galatasaray meydanındaki kitabevine uğradım. Kitabevinde çalışanlar çok yardımsever insanlar fakat onlarla ilgisi yok bu kitabevi gün geçtikçe pırıltısını yitiriyor.
Sanat Dünyamız dergileri hemen orta bölümde eski ve yeni sayılarıyla bir arada satılıyor, mahzun duran kırmızılı siyahlı dergi ile yeni bir dönemi simgeleyen beyaz kapaklı (grafik tasarım konusunda hakkını vermek gerek, öfkeyle baksam da güzel tarafları da var, lakin sinirlendiren özellikleri daha çok) olan bu dergi artık benim dergim değil.
Sanat Dünyamız dergisi artık 3 aylık tadına doyulmaz bir dergiden iki aylık ve 80 sayfalık cılız bir bir dergiye dönüştü. Bu değişim 112. sayıda başladı (Eylül - Ekim 2009) ve şimdi 117. sayıya geldi.
Aslında dergi ilk çıktığı noktaya geri döndü denilebilir, eskiden de 80 sayfa civarlarındaydı, mesela elimdeki 50. sayı 76 sayfalık bir dergi (Kış 1992). Peki kırmızı siyah sırtıyla, bilgi yüklü dolgun ve çekici bedeniyle kütüphanemde gülümseyen o güzel dergiye ne oldu?
Aslında şaşılacak bir şey yok, bu durumun Koç Holding ile ilgisi var. Kültür sanat, kitap, müze ve enstitülerle göz boyayan bu şirketler grubu Yapı Kredi Bankası'nın yönetimine geldiğinden beri YKY kan kaybediyor. Yönetimde kimler var bilmem, ilgilenmem de ama önceki dönemde hiç değilse kitap kokusuna aşina yöneticiler vardı (mesela Selçuk Altun, şimdiki yöneticiler Oktay Rifat'tan bir şiir okumuşlar mıdır hiç?) şimdi kim var ki dergiler ufalıyor, yayın çeşitliliği, kaliteli çeviriler ve telifli yapıtlar azalıyor?
Kitaplığımın önemli bir bölümünü YKY'den aldığım kitaplar oluşturduğuna göre benim de bu durumu sorgulama hakkım var diye düşünüyorum. 80 sayfalık bir sanat dergisi bu kurum için gülünçtür. Böylelikle tasarruf yaptıklarını ve kâr ettiklerini düşünüyorlarsa büyük hata ediyorlar bence. Sayfa sayısına kafayı taktım çünkü içeriği sınırlandıran veya genişleten bir ölçüdür sayfa sayısı ve önemlidir.
Sanat Dünyamız'ın 103. sayısı 345 sayfaydı. O sayıyı görünce işkillenmiştim nedense. Daha kapakta Ömer Koç'un adını görünce aslında beni mutlu edecek olan bu oturaklı dergi birden ölümden önceki iyilik haline bürünmüş gibi gelmişti ama konduramamıştım. Bu güzellik tahmin edileceği üzere 111. sayıya kadar sürdü.
İşte Sanat Dünyamız'ın geldiği son nokta aşağıda görülebilir. Eski dergideki ağırlığa alışkın bünyeyi gıdıklayan tek bir yazı bile yok. Rüzgâr Gülü uçmuş gitmiş Çerçeve daralmış, her bir şeyden azar azar var, sanki ağır bir diyetteyiz. Sanatçı metinleri kayıp, sanat felsefesine ilişkin bir yazı yok, ne mimariden ne de fotoğraf sanatından şöyle dişe dokunur bir makaleyi ara ki bulasın...
117. sayı içeriği:
EDİTÖRDEN
Dinamikler - Mine Haydaroğlu
RESSAM
Kusursuz ve Hazcı Bir İmgelem: Taner Ceylan - Gülay Yaşayanlar
MÜZE
Yeni Akropolis Müzesi - Münir H. Göle
RESSAM
Nejad Devrim’in Bilinmeyen Bir Otoportresi Üzerine - Necmi Sönmez
SERGİ
“Hep Aynı Şarkı”: İronik, Eleştirel - Burcu Pelvanoğlu - Ali Akay
SERGİ
Sanatın Nirvanası mı, Bir Yan İş mi: 53. Venedik Bienali - Azra Tüzünoğlu
KAVRAMSAL SANAT
Yazıyor! 75 cent’e sanat eserini yazıyor! - J. Isaac Spradlin
İSTİKLÂL SERÜVENİ-9
Olga Chernysheva - Anders Kreuger
SÖYLEŞİ
Sergi: “Gelirin Yeniden Dağıtım Politikası” - Sabine Winkler
SERGİ
Kendi Politikalarını Üreten İki Sanatçı: Özlem Günyol & Mustafa Kunt - Didem Yazıcı
KİTAP
Bauhaus, yok mu bir yedeğin? - Raşit Gökçeli
RESSAM
Peter Hristoff’un “Benim Türkiyem” Serisi - Feyza Akder
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder