Böyle dergiler de var. Yani adı bir tuhaf olan, boyutu ise daha bir tuhaf olan dergiler. İşte "and mag" dergisi tam da bu sınıfta. Adı ingilizce, bölüm başlıkları da (life, shopping gibi) İngilizce, ancak derginin içeriği Türkçe, çünkü derginin hitap ettiği kesim ağırlıklı olarak seyahat eden meraklı Türkler. Ayrıca bugüne kadar kapağı güzel bir and mag dergisine rastlamadım desem yeridir! Kapak her zaman ıvır zıvır şeylerle dolu olur. Son eleştirim ise derginin künyesinde veya kapağında kaçıncı sayı olduğu yazılmaması!
Genel hatlarıyla eleştirilerimi özetledikten sonra şimdi övgü faslına geçebilirim:
Ama yine de "and mag" dergisini biriktiriyorum ve çok sevdiğimi söylemek istiyorum! Kaliteli, canlı, cıvıl cıvıl bir dergi ve işini bilen bir ekip tarafından hazırlanıyor. İç sayfa tasarımları çok dengeli, seçilen konular da ilgi çekici. Hemen herkesin merakına göre bir yazı muhakkak dergide bulunuyor.
Nisan 2011 tarihli "and mag" dergisinin aynı zamanda saatseverlerce de çok beğenildiğini söyleyeyim. Mesela Deniz Atlam'ın 46-48 sayfaları arasındaki "Saatler çıldırmış olmalı!" ve aynı zamanda derginin yayın yönetmeni olan Damla Kürklü'nün 64 ile 66. sayfalar arasında yer alan "Bir adam, bir tekne ve ufuk çizgisi..." başlıklı, Baume & Mercier saatlerinin tasarım yönetmeni Alexandre Peraldi ile yaptığı röportaj harika.
Nisan sayısında ayrıca tasarımla ilgili yazılar da dikkat çekici. Kağıt sanatçısı (evet doğru kağıt sanatçısı) Anna-Wili Highfield ile yapılan (Buğu Melis Çağlayan imzalı) röportajın da çok iyi olduğunu söylemek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder